15-16 Haziran 1970 olayları-İşçilerin Haziranı-Zafer Aydın, Ayrıntı Yayınları

15-16 Haziran 1970’te Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihinde o güne kadar yaşanmış en büyük işçi direnişi gerçekleşti. Bu direnişe işçilerin sendika seçme özgürlüğünü yok eden 274 sayılı Yasa’da yapılmak istenen değişiklikler yol açtı. Yasa zoruyla tek sendika modelini dayatan değişiklik, özel olarak DİSK’i ve DİSK’in temsil ettiği sendikal anlayışı tasfiye etmeyi amaçlıyordu. Yapılmak istenen değişikliğe itiraz eden işçiler, DİSK’in kararıyla İstanbul ve Kocaeli’ndeki işyerlerinde üretimi durdurarak eyleme geçti; fabrikalardan sokaklara ve meydanlara aktılar. İş durduran ve sokakları doldurduran işçiler, büyük gösterilerle sendika seçme özgürlüklerine sahip çıktılar. Güvenlik güçlerinin engelleme çabalarının neden olduğu çatışmalarda üçü işçi, biri toplum polisi, biri de esnaf olmak üzere beş kişi yaşamını yitirdi. İşçilerin eylemlerini “isyan” olarak nitelendiren Süleyman Demirel Hükümeti, İstanbul ve Kocaeli’nde sıkıyönetim ilan etti. 15-16 Haziran, iki günlük bir işçi direnişi olarak gerçekleşip bitmedi; sonuçları itibariyle devleti, sendikaları, siyasi partileri ve sermayeyi derinden etkileyen bir olgu oldu. Bu çalışma, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal […]

15-16 Haziran 1970 olayları-İşçilerin Haziranı-Zafer Aydın, Ayrıntı Yayınları

15-16 Haziran 1970’te Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihinde o güne kadar yaşanmış en büyük işçi direnişi gerçekleşti. Bu direnişe işçilerin sendika seçme özgürlüğünü yok eden 274 sayılı Yasa’da yapılmak istenen değişiklikler yol açtı. Yasa zoruyla tek sendika modelini dayatan değişiklik, özel olarak DİSK’i ve DİSK’in temsil ettiği sendikal anlayışı tasfiye etmeyi amaçlıyordu. Yapılmak istenen değişikliğe itiraz eden işçiler, DİSK’in kararıyla İstanbul ve Kocaeli’ndeki işyerlerinde üretimi durdurarak eyleme geçti; fabrikalardan sokaklara ve meydanlara aktılar. İş durduran ve sokakları doldurduran işçiler, büyük gösterilerle sendika seçme özgürlüklerine sahip çıktılar. Güvenlik güçlerinin engelleme çabalarının neden olduğu çatışmalarda üçü işçi, biri toplum polisi, biri de esnaf olmak üzere beş kişi yaşamını yitirdi. İşçilerin eylemlerini “isyan” olarak nitelendiren Süleyman Demirel Hükümeti, İstanbul ve Kocaeli’nde sıkıyönetim ilan etti. 15-16 Haziran, iki günlük bir işçi direnişi olarak gerçekleşip bitmedi; sonuçları itibariyle devleti, sendikaları, siyasi partileri ve sermayeyi derinden etkileyen bir olgu oldu.

Bu çalışma, Türkiye’nin toplumsal ve siyasal tarihinde özel bir yer tutan, 15-16 Haziran direnişini, öncesi ve sonrasıyla kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Kitap doğrudan eylemde yer alan tanıklarla çoğunluğu birincil kaynaklardan oluş an devasa belgelerin ışığında hazırlandı. Kitapta eylemi ortaya çıkaran faktörler, olgunlaşma ve karar süreçleri, örgütlenme dinamikleri, eylemlere katılan işçilerin  yaklaşımları, yaşadıkları sorunlar, eylemin yarattığı etki ve sonuçlar ayrıntılı bir biçimde inceleniyor. 15-16 Haziran üzerine yapılmış bu kapsamlı çalışma, önümüze koyduğu bütünsel fotoğrafla önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Kitap, 15-16 Haziran üzerine yeni tartışmalar, yeni bakış açıları, yeni araştırmalar için de önemli bir zemin sunuyor. İşçilerin Haziranı tarihsel bir örnek üzerinden, bugün sendikal harekette ve toplumsal siyasette cevabı aranan çeşitli sorular için de temel bir referans niteliğinde…

 

Benzer Yazılar

Kemalizmi sistematize etmeye çalışan 5 kitap!

Kitap 18 saat önce

Türkiye’de Kemalizm meselesine dair araştırma yapmak isteyenlerin önündeki en büyük engellerden birisi ikincil kaynaklar. Genelde bir inceleme metninin ilerisine geçemeyenler için Türkiye’de Kemalizm düşüncesini ‘sistematize’ etmeye çalışan, 1930’larda yazılmış beş metni listeledik. Bu metinlere ulaşmanın en büyük zorluğu yeni baskılarının olmaması, bir kısmına ancak sahaflardan ulaşabilir…   Tekinalp, Kemalizm (1936) Şeref Aykut, Kamalizm- CHP Programının İzahı (1936) Saffet Engin, Kemalizm İnkılabının Prensipleri (1938) Recep Peker, İnkılap Dersleri (1934-1935) Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilali 1937-1940) Post Views: 52

Bir ruhu geri çağırmak (İttihatçılık, Devrimcilik ve Kanzilik)                                                            

Forum 1 hafta önce

Bu yazı ihtiyacı, temel literatürün derlenmesiyle birlikte sosyal medyada çıkan “İttihatçılık” kavramını devlet dairesi içinde görenlerin yanılsamaları üzerine gereği oluşturulmuştur.  Katkı için Batur Kılıç’a teşekkür ederim. Erol Şadi Erdinç, ‘‘İttihatçılık evvela ruhtur.’’ demişti. O ruh bugün çeşitli siyasal akımların içinden yeniden zuhur ediyor. Ak Parti Türkiye’si açısından bir başlangıç noktası koymak zor olsa da 2.Abdülhamid’in gerçek dışı anlatımı ve yoğun propagandası ile Erdoğan ve Abdülhamid benzeşimi kurulmasının gençler üzerinde bir tepkisellik olarak İttihatçı ivme oluşturduğunu söyleyebiliriz. Siyasal olarak Emperyalist Türkiye arayan veya kendi siyasal liginde bölgesel hakimiyet arayan Ak Parti’nin bir aparatı olarak Enver Paşa figürü etrafında bir hayal kurulmaktadır. Bir başka örnek ise Milliyetçi Hareket Partisi içinde siyaset yapan daha sonraları İyi Parti içinde bulunan seküler milliyetçi grup da ittihatçı figür ve söylemleri kullanmıştır. 2018-2023 seçimleri döneminde ise İyi Parti, İTC’nin tarihsel sloganlarını kullanmayı sürdürmüştür. ‘‘Talat Paşa’’ figürü ise (kendisinin sivil, düşük memuriyetten sadrazamlık sürecine kadar) sol, sosyalist siyaset […]

Medrese Atatürkçülüğünden Gerçek Atatürkçülüğe-Doğan Avcıoğlu

Yazılar 2 hafta önce

Atatürk’ün bazı sözlerini alıp onu sosyalist ilan edebilirsiniz. Başka sözlerine bakıp, onun liberal olduğunu söyleyebilirsiniz. Büyük Kurtarıcı, çeşitli şartlarda çeşitli sözler etmiştir. Bu sebeple onu anlamak için kelama dayanan bir cins medrese edebiyatını bırakıp Atatürkçülüğü tarihi gelişmesi içinde yakalamaya çalışmak gereklidir. Kurtuluş savaşımız, dış kapitalizme ve emperyalizme karşı milli burjuvazinin en aydın tabakalarının önderliğinde yürütülmüş bir mücadeledir. Milli Mücadele, emperyalizme karşı olma niteliği ile ihtilali, bizimki bir burjuva ihtilali olduğu için ondan esasta ayrılır. İhtilalin ekonomik amacı, yabancı burjuvazinin yerine yerli burjuvaziyi oturtmaktı. Kapitalist Mösyö Dupont gidecek, Kapitalist Ahmet Efendi gelecekti. Kapitülasyonların tasfiyesi, yabancı şirketlerin millileştirilmesi bu açıdan değerlendirilmelidir. Bir taraftan yabancı sermaye kovulmuş öte yandan yerli kapitalist eliyle bir sanayileşme hareketine girişilmiştir. Daha İzmir İktisat Kongresinde kapitalist gelişme ilkesi kabul edilmiş, İş bankası 1924 de kapitalizmin kalesi olarak kurulmuştur. Sanayi Teşvik Kanunu, sınai teşebbüs  kuracaklara muazzam imtiyazlar getirmiştir. Devlet harcamaları bir <<müteahhit>> sınıf yaratma yolunda kullanılmıştır. Burjuvazinin iktidardaki devrimci […]

0 Yorum

Rastgele