Etiket Sonuçları : Sosyalizm - Hararet.org

Hava Döndü Kanziden – Batur Kılıç

Yazılar 3 gün önce

Hava Döndü Kanziden! Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ve yemin töreninde tekno-oligarkların verdiği fotoğraf Trump altın çağını özetliyordu. Yemin boyunca etrafta dolanan sosyal medya fenomenleri, oğlu Barron’un ikonik pozundan anlayacağımız üzere hem magazinsel olaylar ile sık sık karşılaşacağız hem de küresel sağın dijital saldırısının artarak devam edeceğine şahit olacağız. Artık X’te veya Facebook’ta isteseniz de istemeseniz de çılgın komplo teorisyeni Alex Jones içerikleri ve platformun sahibi Elon Musk’ın tweetleri sürekli karşınıza çıkıyor.  En komünist isimleri takip etseniz bile günün sonunda “tecavüzcü bir göçmen” ve “saldırgan bir göçmen” paylaşımlarının bombardımanına uğruyorsunuz, önceden şikayet edilen yankı odalarına şimdi hasret kalınacak. Trump Zaferi ve Dijital Sağ ABD’de kötü ekonomi yönetimi, halkın yoksullaşmasına karşılık yönetimin eylemsizliği, Biden bunaması derken Donald Trump yeniden seçildi. Sistem emekçilerin derdine derman olma konusunda o kadar başarısızdı ki  özellikle Latin kökenli olmak üzere göçmen işçiler arasında Trump’a oy verenler sayısında artışlar oldu. (Trump’ın Latinlere yönelik ‘tecavüzcü’ gibi ifadeleri hala […]

Emirhan Akman: Avcıoğlu bu cephede düzeni yargılama ve ötesine geçip sosyalistlere tekrar “iktidar” olma cesaretini verebilir.

Forum 2 hafta önce

biryenicumhuriyet.com.tr isimli kültür sayfasının Doğan Avcıoğlu hakkında başlattığı yazı dizisi kapsamında Hararet.org’dan Emirhan Akman, Osman Çutsay’ın sorularını yanıtladı. Okuyacağınız gönderi Aralık 25, 2024’te, ilgili sayfada Emirhan Akman: “Düzen dışı arayışlar Avcıoğlu’na götürüyor gençleri” başlığıyla yayınlandı. Genç yazar ve gazeteci Emirhan Akman’a göre, Doğan Avcıoğlu ve yapıtlarının tekrar gündeme gelmesi Türkiye’nin son kriziyle yakından bağlantılı. “Bugün sosyalizmle Türkiye aydınlanması arasındaki geçişliliğin bağını koptuğu yerden bağlama girişimi Avcıoğlu üzerinden mümkün olabilir” görüşünü savunan Akman, önemli bir eksikliğe dikkat çekiyor ve Türkiye solunun “kültür üretmede daha aktif ve fedakâr olması” gerektiğini düşünüyor.  Emirhan Akman, sorularımızı yanıtladı. – Yeniden basılan ve üzerinde yoğun bir biçimde yeniden tartışılan “Türkiye’nin Düzeni” kitabı ve Doğan Avcıoğlu sizce 2024’te neden önemli? Neyin eksikliğini kapatmaya çalışıyor bu kitap veya onun sayesinde bugün nelerin “gereğinden çok fazla olduğuna” dikkat çekmek mümkün oluyor? “Türkiye’nin Düzeni” diye bir şeyden söz edebilir miyiz bugün? EMİRHAN AKMAN – Teorinin postmodern felsefenin etkisi altında olduğu, […]

Türkiye’nin Düzeni’nin peşine düşen Z kuşağı sosyalistleri: Dev-GEEK kimdir?

Yazılar 1 ay önce

Türkiye çok uzun süreli, sistematik kriz içinde. Devletin tüm imkânlarıyla halkı fakirleştirdiği ve seçilmiş patronları halkın emeğiyle beslediği bir sermaye transferi dönemindeyiz. Sistematik diyorum çünkü yaşanan şeyler rastgele değil, belirli bir mantık içinde gerçekleşiyor. Bir tercihin sonucunda fakir ve yoksuluz. Halk bu politikalar sonucunda bir temsil krizi yaşıyor, düzen siyasetinden umudunu kesen ve temsil arayan milyonlarca insan var. DEVRİMCİ DURUM VAR Düzenin daha fazla sorgulandığı ve başka bir dünyanın arzulandığı bir Türkiye’de devrimci bir durumun varlığından bahsetmek hiç şüphesiz hata olmaz. Yalçın Küçük ta 2018’de demişti, “Devrimci durum var ama devrimci adam yok. Hiçbir devrimci fikir yok.” Aslında hocanın buradaki ‘devrimci fikir yok’ tespiti basit bir tespit değil, evet düzen eleştirileri var fakat tutarlı, bütünlüklü, büyük şeyler söyleyen ve yeni düzen öneren fikirlere rastlıyor musunuz? Böyle bir ortamda bazı geriye dönüşler ilerici olabilir, bazen ileri beş atım atmak için bir adım geri atılabilir, yeter ki hedef net olsun. Doğan Avcıoğlu’nun […]

Aldanış ve inanışın hikâyesi: Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar, Şevket Süreyya Aydemir

Kitap 1 ay önce

Şevket Süreyya Aydemir,1976’da hayata gözlerini yummadan önce 7- 8 yıl boyunca ‘Kırmızı Mektuplar’ isimli kitabını yazmayı tasarlar. Fakat yarıda kalır, ömrü tamamlamaya yetmez. I. Dünya Savaşı’nda Doğu Cephesi’nde yedek subay olarak savaştıktan sonra Bolşevik devriminden sonra kurulan Doğu Emekçileri Enstitüsü’ne gider. Orada dünyanın dört bir yanından gençlerle tanışır. Bu gençlerden ikisi de Rus Pavel Harasov ve Çinli Li Ya-U’dur. Yıllar içinde oradan tanıştığı gençlerle mektuplaşır. Yaşlılık dönemlerinde Harasov’un eşi onların yaşlılıklarında bile devrim fikrinden heyecanlanmalarına tanık olur ve ‘hoşlanıyorum bu kırmızı rüzgârlardan’ der.[1] Tamamlayamadığı bu kitabın adı ‘Kırmızı Mektuplar’ olur. Benim elimde Remzi Kitabevi’nin 2020’deki ikinci basımı var. Kitabın tam adı ‘Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar’. Son yazılar kısmında Aydemir’in gazetelerde çıkan köşe yazıları bulunuyor. Kırmızı Mektuplar  ‘düşsel’ mektuplardır. Üç ülkedeki üç devrimin gittiği güzergâhı tartışan mektuplardır. Bu noktada gerçek ve kurgu birbirine karışır. Kitabın sunuş yazısını yazan Sami Karaören’e göre, ‘Öyküsel bir kurgu ve imgesel kişilerle mektuplaşmalar… Ama yaşanmış […]

Doğan Avcıoğlu kimdir? Gökhan Atılgan anlattı

Forum 3 ay önce

Doğan Avcıoğlu Kimdir? Gökhan Atılgan Doğan Avcıoğlu Ödülleri III, Eskişehir, 17 Kasım 2024 Doğan Avcıoğlu kimdir? Bir Kemalist mi, bir solcu mu, bir devrimci mi, bir sosyalist mi, bir Marksist mi? Doğan Avcıoğlu bir Kemalisttir. Türkiye sosyalist hareketinin efsanevi isimlerinden Sadun Aren’in söylediği gibi onun kuşağı açısından “Kemalist olmak, adam olmaktır. İnsan önce Kemalist olur, ondan sonra ne olacaksa olur.” Doğan Avcıoğlu için Kemalizm nehrin neşet ettiği “göze”dir. O, bu “göze”den gelmenin gururuyla yaşamıştır. Her Kemalist solcu olmak zorunda değildir. “Sağ Kemalizm” de vardır, “sağcı Kemalistler” de. Bu ilk yol ayrımı ülkeye verilecek yönün kapitalist mi yoksa kapitalizmden başka bir yol mu olacağıyla ilgilidir. Doğan Avcıoğlu açısından kapitalist tercih Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklemiştir ve bu yolda ısrar etmek zamanda geriye doğru yolculuk anlamına gelecektir. İlk yol ayrımında Doğan Avcıoğlu sol taraftan ilerlemiştir. Her solcu devrimci olmak zorunda değildir. Devrimci olmayan, reformcu olan solcular da vardır. Doğan Avcıoğlu, magnum opus’u olan […]

Hararet politik bir dostluk grubudur

Yazılar 3 ay önce

Hararet’i 1 Kasım 2019’da kurduk. Bugün demek oluyor ki üzerinden beş yıl geçmiş. Bizden daha genç siyasi partiler var. O tarihlerde ben bekârdım, şimdi evliyim üstelik bir ay sonra çocuğum olacak. Görünen o ki epeyce şey değişti hayatımızda. Hararet dört beş arkadaşın İstanbul Çemberlitaş’taki Türk Ocağı’nda çay içerken kendi aralarında yürüttükleri sohbetlerden doğdu. İsmini Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Kubbealtı Sözlük’ten bulduk. Derdimiz tartışmalarımızı biraz disipline sokmak, merak ettiklerimizi Türk düşünce hayatındaki isimlerle konuşmaktı. Bugün Youtube arşivimizde onlarca video var. Besim Delaloğlu, Kurtuluş Kayalı, Oğuz Adanır, Gün Zileli, Tanıl Bora, Banu Avar, İlker Aytürk gibi isimlerle yapılmış önemli söyleşiler orada duruyor… Hepsi bizim merak konularımızdı. Biz yola çıktığımızda buralar ‘dutluktu’ desek yeridir. Beş yılda ise kurulan sürüsüyle oluşum tarihin çöplüğüne gitti. Hararet ağır aksak da  olsa hâlâ burada. Burada olmaya devam edecek çünkü ne bizim merakımız durdu ne de hevesimiz geçti. Dönüşmesi zor fakat gerekli olan bir Türkiye önümüzde koca […]

Kemalist miyiz, sosyalist mi? ‘Bir şerden hayır arama yazısı’ ―Emirhan Akman yazdı.*

Forum 5 ay önce

Şerden hayır çıkaran bir kültürün çocuklarıyız, yani bir şeye kötü, işe yaramaz deyip geçmeyiz. Bir daha bakarız, bir kez daha yeni bir gözle bakarız kötüye ya da kötüye neden olan şeye. A. İlhan Diyalektik Gazel’inde “karşıtıyla yüklüdür her şey mutlak çözümlerden vazgeç tartışılmaz mükemmellikler ne gizli kusurlarla gelir…” diyor, çizgim budur. Dün Hararet’in genel yayın yönetmeni olarak uzun süredir beklettiğimiz bir işi tamamlamak istiyordum. Bir kitap listesi sözü vermiştik fakat uzun süreli bir uyuşukluk hali listeyi erteletmişti, dün o işi bitirmeliyim dedim ve daha önce grup içinde herkesten aldığımız kitap listesini birleştirerek bir liste çıkardım. Listedeki kitaplar hepimizin bir dönem faydalandığı kitaplar, kitaplara dair bir itiraz olmadı. Liste yayınlandıktan sonra asıl problem duyuruş metnimizdi. Şöyle bir giriş yapmıştım: “Kemalizm meselesini önemsiyoruz, Kemalist değiliz ancak Türk modernleşmesinin en radikal dönemini anlamadan Türk Solunu anlamaya girişmenin beyhude olduğunu düşünüyoruz.” Şimdi tekrar bakınca herkes adına çok keskin bir tespitle başlamışım, “Kemalizm meselesini önemsiyoruz, Kemalist değiliz…”. […]

Bolivarcı Diplomasi, Monroe Doktrinine karşı: Carlos Ron ile mülakat (Birinci Bölüm)

Forum 6 ay önce

Carlos Ron, Kuzey Amerika’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve dünya halkları arasında barış ve dayanışmayı teşvik eden Venezuela Simón Bolívar Enstitüsünü yönetiyor. Bu mülakatın birinci bölümünde, Ron ile iki karşıt dünya görüşü olan Bolivarcılık ve Monroizm üzerine konuştuk. Ron, ABD’nin Monroe Doktrinini Venezuela’ya hükümeti devirmek amacıyla uyguladığını savunuyor. Mülakatın ikinci bölümünde ise yaklaşan başkanlık seçimi ve Bolivarcı sürece yönelik önümüzdeki zorluklar ele alınacak. 200 yılını dolduran Monroe Doktrini, tarihsel olarak ABD’nin Kuzey ve Güney Amerika’da hegemonya kurma hakkını kendisine atfettiği bir öğreti olarak bilinir. Buna karşılık, Bolivarcı Devrim’de “Bolivarcı Diplomasi”[1] olarak bilinen bir anlayış savunuluyor. Bu iki karşıt vizyonu açıklayabilir misiniz? Bu kıta 200 yıldan fazla bir süredir mücadele alanı. Monroe’nun o meşhur konuşmasından önce bile, ABD’nin tüm kıta üzerinde hakka sahip olduğu fikri mevcuttu. On üç koloni bağımsızlığını ilk kazananlar olmuş ve Avrupa’nın mutlakiyetçi monarşilerine kıyasla bir gelişme olarak kabul edilen bir cumhuriyet sistemi yaratmıştı. Bu nedenle, sistemlerini genişletmeye […]

Bir devrim provası: Avcıların Üç Günü

Kitap 6 ay önce

 Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. —Tol, Murat Uyarkulak “Bir cümleyle söyleyecek olursak bir ideamızın olmasına cesaret etmeliyiz. Hem de büyük bir ideamızın olmasına. Büyük bir ideaya sahip olmanın ne gülünç ne de suç olduğuna ikna olalım. “İdeasız yaşam” buyruğunu 1968’deki gibi reddedelim. İçimdeki filozof sizlere Platon’dan beri sürekli yenilemekte olan son derece basit bir şeyi söylüyor. Sizlere ait bir idea ile yaşamamız gerektiğini ve asıl politikanın buna inanmakla başlayacağını söylüyor.” —Komunist Hipotez, Alain Badiou Avcıların Üç Günü, Sevim Kahraman Yaşamadım, yaşadığım için söylemiyorum ama okudum. 1970’ler bambaşkaydı. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünen milyonlarca insan vardı. Dünyanın dört bir tarafında birbirini hiç tanımayan insanlar hemen hemen aynı şeyi istiyorlardı: yeryüzünü sarsmak ve düzeni çatlatıp yeni bir düzen inşa etmek. Dünya bütünsel bir krizdeydi, kaldırım taşlarının altında kumsal vardı.* Üniversite gençliği polise, yani otoriteye ne kadar fazla taş atılırsa kumsala o kadar hızlı ulaşacağını düşünüyordu, kumsal hemen oradaydı ama ulaşılamadı… Evet […]

Medrese Atatürkçülüğünden Gerçek Atatürkçülüğe-Doğan Avcıoğlu

Yazılar 8 ay önce

Atatürk’ün bazı sözlerini alıp onu sosyalist ilan edebilirsiniz. Başka sözlerine bakıp, onun liberal olduğunu söyleyebilirsiniz. Büyük Kurtarıcı, çeşitli şartlarda çeşitli sözler etmiştir. Bu sebeple onu anlamak için kelama dayanan bir cins medrese edebiyatını bırakıp Atatürkçülüğü tarihi gelişmesi içinde yakalamaya çalışmak gereklidir. Kurtuluş savaşımız, dış kapitalizme ve emperyalizme karşı milli burjuvazinin en aydın tabakalarının önderliğinde yürütülmüş bir mücadeledir. Milli Mücadele, emperyalizme karşı olma niteliği ile ihtilali, bizimki bir burjuva ihtilali olduğu için ondan esasta ayrılır. İhtilalin ekonomik amacı, yabancı burjuvazinin yerine yerli burjuvaziyi oturtmaktı. Kapitalist Mösyö Dupont gidecek, Kapitalist Ahmet Efendi gelecekti. Kapitülasyonların tasfiyesi, yabancı şirketlerin millileştirilmesi bu açıdan değerlendirilmelidir. Bir taraftan yabancı sermaye kovulmuş öte yandan yerli kapitalist eliyle bir sanayileşme hareketine girişilmiştir. Daha İzmir İktisat Kongresinde kapitalist gelişme ilkesi kabul edilmiş, İş bankası 1924 de kapitalizmin kalesi olarak kurulmuştur. Sanayi Teşvik Kanunu, sınai teşebbüs  kuracaklara muazzam imtiyazlar getirmiştir. Devlet harcamaları bir <<müteahhit>> sınıf yaratma yolunda kullanılmıştır. Burjuvazinin iktidardaki devrimci […]