TÜRKİYE’DE SİYASAL PARTİLER CİLT 1-2-TARIK ZAFER TUNAYA-KRONİK KİTAP

TÜRKİYE’DE SİYASAL PARTİLER CİLT 1 “Türkiye’de Siyasal Partiler, Tarık Zafer Tunaya’nın Türk tefekkür tarihine ve Türk siyasal tarihçiliğine bıraktığı (eskilerin tabiriyle muhalled) kalıcı, ölümsüz çalışmasıdır.” İlber Ortaylı “40 yıldır aşılamamış bir ‘opus magnum’. Türk siyasal yaşamına değinen tüm siyaset bilimcilerin, tarihçilerin ve sosyal bilimcilerin başucu kitabı. Birçok geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemleri araştırmacılarının esin kaynağı. Tarihte çok az bilim adamı bu denli uzun bir süre gönderme yapılan esere sahip.” Zafer Toprak Cumhuriyet öncesi Türk siyasi yaşamının en hareketli ve araştırmacılar açısından en zengin dönemini bir nesil Tarık Zafer Tunaya’nın rehberliğinde öğrendi. Üç ciltten oluşan Türkiye’de Siyasal Partiler, alanında bir ilk olmasının yanı sıra Türk siyasi tarihi açısından ölümsüz tabir edilen, bugün bile hâlâ geçilememiş bir çalışma. Zengin içeriğiyle sadece araştırmacıların ve tarihçilerin değil, öğrencilerin ve meraklıların da başucundan eksik etmediği bir kaynak eser. Türkiye’de Siyasal Partiler’in elinizdeki ilk cildi, II. Meşrutiyet dönemini ele alıyor. Tunaya’nın deyişiyle bu dönem hem bir […]

TÜRKİYE’DE SİYASAL PARTİLER CİLT 1-2-TARIK ZAFER TUNAYA-KRONİK KİTAP

TÜRKİYE’DE SİYASAL PARTİLER CİLT 1

Türkiye’de Siyasal Partiler, Tarık Zafer Tunaya’nın Türk tefekkür tarihine ve Türk siyasal tarihçiliğine bıraktığı (eskilerin tabiriyle muhalled) kalıcı, ölümsüz çalışmasıdır.”

İlber Ortaylı

“40 yıldır aşılamamış bir ‘opus magnum’. Türk siyasal yaşamına değinen tüm siyaset bilimcilerin, tarihçilerin ve sosyal bilimcilerin başucu kitabı. Birçok geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemleri araştırmacılarının esin kaynağı. Tarihte çok az bilim adamı bu denli uzun bir süre gönderme yapılan esere sahip.”

Zafer Toprak

Cumhuriyet öncesi Türk siyasi yaşamının en hareketli ve araştırmacılar açısından en zengin dönemini bir nesil Tarık Zafer Tunaya’nın rehberliğinde öğrendi. Üç ciltten oluşan Türkiye’de Siyasal Partiler, alanında bir ilk olmasının yanı sıra Türk siyasi tarihi açısından ölümsüz tabir edilen, bugün bile hâlâ geçilememiş bir çalışma. Zengin içeriğiyle sadece araştırmacıların ve tarihçilerin değil, öğrencilerin ve meraklıların da başucundan eksik etmediği bir kaynak eser.

Türkiye’de Siyasal Partiler’in elinizdeki ilk cildi, II. Meşrutiyet dönemini ele alıyor. Tunaya’nın deyişiyle bu dönem hem bir laboratuvar hem de Türkleri imparatorluktan demokratik Cumhuriyet formülüne iletmiş bir köprü. Öte yandan dünle bugün arasında bağlantı kurmak, inkılâp tarihimizin köklerine inmek, ulus-devlet tecrübemizi derinlemesine analiz etmek için II. Meşrutiyet bize her zaman ışık tutan bir merkez noktası. Çok büyük bir titizlikle siyasal partilerin Eski Yunan ve Roma’dan bu yana ne olduğuna dair mükemmel bir giriş ile başlayan ilk cilt, ardından II. Meşrutiyet dönemi ve özellikleri, İttihat ve Terakki’nin kuruluşundan partinin sonuna kadarki dönem, yine bu dönemde kurulan diğer partiler, cemiyetler, dernekler de kuruluş belgelerinden, faaliyetleri ve üyelerine kadar her yönüyle değerlendiriliyor. Böylece okuyucular Osmanlı Sosyalist Fırkası’ndan Halâskâr Zabitan Grubu’na, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’ndan Türk Ocağı’na, Mason localarından Arap derneklerine, Ermeni sorunundan komitelerine kadar kurulan her yapıyı Tarık Zafer Tunaya’nın bakış açısıyla değerlendirme imkânı buluyor.

Yayımlandığı 1952 yılından bugüne kadar güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş Türkiye’de Siyasal Partiler’i Kronik Kitap olarak yeniden gün yüzüne çıkarmaktan ve meraklı okurlara sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

TÜRKİYE’DE SİYASAL PARTİLER CİLT 2

“Türkiye’de Siyasal Partiler, Tarık Zafer Tunaya’nın Türk tefekkür tarihine ve Türk siyasal tarihçiliğine bıraktığı (eskilerin tabiriyle muhalled) kalıcı, ölümsüz çalışmasıdır.” — İlber Ortaylı

“40 yıldır aşılamamış bir ‘opus magnum’. Türk siyasal yaşamına değinen tüm siyaset bilimcilerin, tarihçilerin ve sosyal bilimcilerin başucu kitabı. Birçok geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemleri araştırmacılarının esin kaynağı. Tarihte çok az bilim adamı bu denli uzun bir süre gönderme yapılan esere sahip.” — Zafer Toprak


“Şimdi mikroskopunuzu 1918’in Ekim sonuna yaklaştırınız. Perişan bir tablo seyredeceksiniz. “Harb-i Umumi”den yenik çıkmış Osmanlı ülkesi siyasal ve sosyal bir yıkıntı halinde. İkinci ‘Meşrutiyet’ dediğimiz o ünlü siyaset laboratuvarında her şey yüzüstü ve karmaşa içinde. Her şey paramparça. İnsanlar ıstırabın ve şaşkınlığın ezikliğini yaşamakta. Bir şeyler yok olmakta, ölmekte. Galiplerin verecekleri cezanın ölüm olduğuna inanmışlar. Onu ömür boyu hapse çevirmek en büyük umutları. Akbabalar yaralı vücuda saldıracaklar. Akbabaların ne istedikleri belli.” — Tarık Zafer Tunaya


Cumhuriyet öncesi Türk siyasi yaşamının en hareketli ve araştırmacılar açısından en zengin dönemini bir nesil Tarık Zafer Tunaya’nın rehberliğinde öğrendi. Üç ciltten oluşan Türkiye’de Siyasal Partiler, alanında bir ilk olmasının yanı sıra Türk siyasi tarihi açısından ölümsüz tabir edilen, bugün bile hâlâ geçilememiş bir çalışma. Zengin içeriğiyle sadece araştırmacıların ve tarihçilerin değil, öğrencilerin ve meraklıların da başucundan eksik etmediği bir kaynak eser.


Tarık Zafer Tunaya Türkiye Siyasal Partiler’in ikinci cildi olan Mütareke Dönemi’nde çok karmaşık, hâlâ da araştırılmaya muhtaç bir dönemin kapısını aralıyor. Adını Mondros Mütarekesi’nden alan bu dört yıllık dönem (1918-1922), “son”un fırtınaları ve anaforları içinde oluşan bir başlangıçtır.
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası, Radikal Avam Fırkası, Selâmet-i Amme Heyeti, Teceddüt Fırkası, Osmanlı Sulh ve Selâmet Cemiyeti, Millî Türk Cemiyeti, Sosyal Demokrat Fırkası, Wilson Prensipleri Cemiyeti, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, Türkiye Sosyalist Fırkası, İngiliz Muhipler Cemiyeti, Türk-Fransız Muhipleri Cemiyeti gibi dönemin birçok dernek, fırka ve cemiyetinin hikâyesi Tarık Zafer Tunaya’nın titiz bakış açısıyla Mütareke Dönemi’nde sizlere sunuluyor.
Yayımlandığı 1952 yılından bugüne kadar güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş Türkiye’de Siyasal Partiler’i Kronik Kitap olarak yeniden gün yüzüne çıkarmaktan ve meraklı okurlara sunmaktan mutluluk duyuyoruz.

Benzer Yazılar

Jose Mujica: Sol değişmek zorunda, çünkü zaman değişiyor.*

Forum 3 hafta önce

Benim kuşağım saf bir hata yaptı. Toplumsal değişimin yalnızca toplumdaki üretim ve dağıtım biçimlerine karşı çıkmakla mümkün olduğunu düşündük. Kültürün muazzam rolünü anlayamadık. Kapitalizm bir kültürdür ve biz kapitalizme farklı bir kültürle karşılık vermeli ve direnmeliyiz. Başka bir şekilde ifade edersek: bu, dayanışma kültürü ile bencillik kültürü arasında bir mücadeledir. Burada satılan kültürden, yani profesyonel müzik ya da danstan söz etmiyorum. Bunlar da elbette önemlidir, ama ben kültürden söz ederken insan ilişkilerini, farkına bile varmadan ilişkilerimizi yöneten düşünceler bütününü kastediyorum. Bu, dünyadaki milyonlarca isimsiz insanın birbirleriyle kurduğu ilişkileri belirleyen, dile getirilmeyen değerler bütünüdür. Tüketimcilik bu kültürün bir parçasıdır. Bu, kapitalizmin sonsuz birikim mücadelesinde ihtiyaç duyduğu bir ahlaktır. Kapitalizm için en kötü sorun, bizim alışveriş yapmayı bırakmamız ya da çok az alışveriş yapmamız olurdu. Ve bu durum, bizi saran tüketimci kültürü yarattı. Ancak kapitalist bir toplumsal sistem yalnızca mülkiyet ilişkilerinden ibaret değildir; aynı zamanda topluma ait ortak dile getirilmeyen değerler bütünüdür. […]

Özgürlük ve Eşitlik – Özkan Bakioğlu

Yazılar 4 hafta önce

Özgürlük düzene muhaliftir, eşitlik ise düzene meyyal. Planlı ekonomi ile doğaçlama ekonomi arasındaki çatışmadan bahsediyorum. Biri diğerini dışlıyor, öteki de diğerini ama dikkatlice bakılırsa bunların birbirini sadece dışlamadıkları, aynı anda da  birbirlerine içkin olukları görülecektir; özgürlük olmadan eşitlik, eşitlik olmadan özgürlük olamıyor. Bunlar birbirini birbirlerinde olduran iki diyalektik karşıt; devingen birlikleri ise yaşam. Yaşam, kendinde bir özgürlük olarak görülür bir eşitlik olarak ama ne tamamen özgürlüktür ne de tamamen eşitlik. Yaşamda özgürlük ve eşitlik çelişiktir ve çelişik olarak devingen birliğe sahiptir. Devingen birlikteki çelişkili doyuma ulaştığında -ki bu da uzlaşıdır-, kendini kapsayarak/içererek aşar ve yeni bir diyalektik bütüne, adalete erişir. Her kavram, kendinde kendi olumlanmasının ve olumsuzlanmasının diyalektik bütünüdür. Diyalektik bütün, tikel niteliğinde onaylanarak olumlandığında diyalektiğe girmiş olur ve böylece sonsuzluğunda dirimli olur. Aşılan çelişkidir, kavramlar aşılamaz. Türk uluslaşması genel hatlarıyla salt toplumsal algılandı. Oysa o, aynı zamanda bireyseldir. Türklüğü salt “biz kimiz?” sorusuna bir yanıt olarak düşünmemek, onu modernleşme […]

Bir düşünme imkânı olarak Post-Post Kemalizm

Forum 1 ay önce

“…merak bir devrimcinin hazırlığıdır” -ismet özel. Şunu belirtmek gerekir ki bu yazı tarihi bilgiler veren, öğreten bir yazı değil. Bu nedenle bolca tarihsel atlamalar, kısaltmalarla dolu. Düşünen ve bir parça tahrik edebilen bir yazı yazabilmenin temel yolu ana yoldan değil, patikalardan geçiyor. Henüz başında bunu söylemek bir namus meselesi olduğundan söylemek ve böylece önyargılardan arınmak istedim. İSA OLMA MECBURİYETİ Türk sinemasında ‘mülkiyet’ meselesini kafaya takmış yönetmenlerin başında gelen Metin Erksan nüktedan bir sanatçıydı. Bir şey anlatırken her şeyi kendi ile başlatan insanlara, “Ya çocuğum sen Hz. İsa mısın?” diye takılırmış. Yazıya başlarken aklıma geldi, ne zaman Kemalizm konuşacak olsam konuya hep kendi Kemalizm tanımımla başlamak zorunda hissediyorum. Kemalizm kurucu bir kavram. Öyle ki; hem bir partinin resmi ideolojisi, hem anayasaya girmiş ilkelerin sahibi hem cumhuriyet dönemi ideolojilerinin üzerinde doğal olarak hegemonya sahibi… Böyle olunca ‘ama hangi Kemalizm?’ sorusu hayati bir önem taşıyor. Kemalizmin üstünde tarihin yükü var. Böyle olunca Kemalizm/Sosyalizm […]

0 Yorum

Rastgele