Doğan Avcıoğlu Kimdir? Gökhan Atılgan Doğan Avcıoğlu Ödülleri III, Eskişehir, 17 Kasım 2024 Doğan Avcıoğlu kimdir? Bir Kemalist mi, bir solcu mu, bir devrimci mi, bir sosyalist mi, bir Marksist mi? Doğan Avcıoğlu bir Kemalisttir. Türkiye sosyalist hareketinin efsanevi isimlerinden Sadun Aren’in söylediği gibi onun kuşağı açısından “Kemalist olmak, adam olmaktır. İnsan önce Kemalist olur, ondan sonra ne olacaksa olur.” Doğan Avcıoğlu için Kemalizm nehrin neşet ettiği “göze”dir. O, bu “göze”den gelmenin gururuyla yaşamıştır. Her Kemalist solcu olmak zorunda değildir. “Sağ Kemalizm” de vardır, “sağcı Kemalistler” de. Bu ilk yol ayrımı ülkeye verilecek yönün kapitalist mi yoksa kapitalizmden başka bir yol mu olacağıyla ilgilidir. Doğan Avcıoğlu açısından kapitalist tercih Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklemiştir ve bu yolda ısrar etmek zamanda geriye doğru yolculuk anlamına gelecektir. İlk yol ayrımında Doğan Avcıoğlu sol taraftan ilerlemiştir. Her solcu devrimci olmak zorunda değildir. Devrimci olmayan, reformcu olan solcular da vardır. Doğan Avcıoğlu, magnum opus’u olan […]
19. yüzyıl geride kalır, dünya devrimlerle çalkalanır, imparatorluklar yıkılır ve cumhuriyetler kurulurken Türkiye de bu tarihsel salınım içinde kendi yolunu arıyordu. Marx’ın tabiriyle ‘katı olan her şeyin buharlaştığı’, yeni olanın temsilcilerinin eskinin kabuğundan tazelenmiş bir özgüven ve cüretle gözlerini ufka diktiği bu çağda, mazisi yüz yıllara varan Osmanlı İmparatorluğu içeride iki uğraklı burjuva devriminin ve bir cihan harbinin alevleri içinde kül olmuştu. Tarihe karışan İmparatorluğun şimdi’ye sıçrattığı kıvılcımlardan ise bir Cumhuriyet doğdu. Padişahın tebaasından Cumhuriyetin yurttaşına, Doğu-İslam âleminin medeniyetinden kapitalist-Batı dünyasının uygarlığına “geçiş”in coşkularına, atılımlarına ve süratine matemler, duraksamalar ve yavaşlamalar eşlik etti. Farklı yönsemeler ve zamansallıklarla süregiden, varış yeri ancak ve sadece sınıf mücadeleleri tarafından tayin edilebilecek olan 100 yıllık bir yolculuk olarak sürüyor Cumhuriyet. Cumhuriyet, yolculuğun bazı uğraklarında Nâzım Hikmet’in dizelerindeki gibi: şöyle ferah, şöyle yiğitçe koşarken / kapana tutulmuş gibi oluyor insanın ayağı.” Bazı uğraklarında ise Hobbes’un Leviathan’ı gibi. Bazı uğraklarında derinliklerinden yükselen dalgalarla bir “sosyal cumhuriyet”e […]