Emirhan Akman

@Emirhan Akman
Yönetici

Yazar Biyografik Bilgiler Eklememiş

  • Toplam 30 Yazı
  • Toplam 0 Yorum

“Faşizm, sürecimizi bir kez daha raydan çıkarmaya çalışacak.” – Carlos Ron ile mülakat (İkinci Bölüm)

Forum 23 dakika önce

Çok kutupluluk, enternasyonalizm ve Venezuela seçimleri: Carlos Ron ile mülakat (İkinci Bölüm) Carlos Ron, Kuzey Amerika’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve dünya halkları arasında barış ve dayanışmayı teşvik eden Venezuela Simón Bolívar Enstitüsünü yönetiyor. Bu mülakatın birinci bölümünde Ron, ABD’nin Monroe Doktrininin Venezuela’ya karşı hükümeti devirmek amacıyla uygulandığını savunmuştu. Ayrıca, son on yıllarda ortaya çıkan emperyalist saldırganlığın özellikle agresif bir fazı olan “hiper-emperyalizmden” söz etmişti. Mülakatın ikinci bölümünde Ron, çok taraflılığın ve yaklaşan devlet başkanlığı seçimine yönelik beklentilerini ele alıyor. Ayrıca Bolivarcı Süreç açısından ülkenin önündeki zorlukları da ele alıyor. yüzyılın ilk on yılında, Latin Amerika entegrasyonuna doğru geniş çaplı bir hareketin ortaya çıktığına şahit olduk. Bu hareket şu anda daha az güçlü. Fakat, ABD emperyalizminin çöküşüyle karakterize olan yeni bağlamda, BRICS gibi çok kutupluluk teşebbüslerinin ortaya çıktığına da şahit olduk. Emperyalist çöküş —ve bu çöküşün teşvik ettiği şiddet— dünya çapında hissediliyor. Son on yılda tanık olduğumuz şey, bir yanda […]

Kanafani olağanüstü bir adamdı*-Tarık Ali’nin röportajı

Forum 7 gün önce

 RASHID KHALIDI THE NECK AND THE SWORD   Tariq Ali’nin Röportajı   Günümüzle, sadece şu anda Filistin’e karşı uygulanmakta olan dehşet anlamında değil, Filistin’in hala aktif durumda olan geçmişinin bir parçası olan günümüzle başlayalım. 1936-39’daki büyük Arap Ayaklanması’nın Anglo-Siyonistlerce acımasızca bastırılmasını 1948 Nakba’sı, 1967’deki Altı Gün Savaşı, 1982’de Ariel Sharon liderliğindeki Beyrut kuşatması, Sabra ve Şatilla katliamları, iki İntifada ve o zamandan beri İsrail’in aralıksız terör yağdırması izlemiştir. Ancak görünen o ki 7 Ekim sonrası soykırımı, bunların herhangi birinden daha büyük bir küresel etkiye sahip olmuştur.   Evet küresel çapta bir şeyler değişti. Bu tarihi olayların neden anlatıyı, bilhassa da toplumsal anlatıyı tamamen değiştirecek bir etkiye sahip olmadığından emin değilim. Sosyal medya gibi bu konularda spekülasyon yapmak istemiyorum. Ancak bu, bir neslin kendi cihazları üzerinden eş zamanlı olarak tanık olduğu ilk soykırım oldu. Sudan ya da Myanmar’da olduğu gibi; ABD, İngiltere ve Batılı güçlerin doğrudan katılımcı olduğu son zamanlardaki ilk […]

Bolivarcı Diplomasi, Monroe Doktrinine karşı: Carlos Ron ile mülakat (Birinci Bölüm)

Forum 3 hafta önce

Carlos Ron, Kuzey Amerika’dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı ve dünya halkları arasında barış ve dayanışmayı teşvik eden Venezuela Simón Bolívar Enstitüsünü yönetiyor. Bu mülakatın birinci bölümünde, Ron ile iki karşıt dünya görüşü olan Bolivarcılık ve Monroizm üzerine konuştuk. Ron, ABD’nin Monroe Doktrinini Venezuela’ya hükümeti devirmek amacıyla uyguladığını savunuyor. Mülakatın ikinci bölümünde ise yaklaşan başkanlık seçimi ve Bolivarcı sürece yönelik önümüzdeki zorluklar ele alınacak. 200 yılını dolduran Monroe Doktrini, tarihsel olarak ABD’nin Kuzey ve Güney Amerika’da hegemonya kurma hakkını kendisine atfettiği bir öğreti olarak bilinir. Buna karşılık, Bolivarcı Devrim’de “Bolivarcı Diplomasi”[1] olarak bilinen bir anlayış savunuluyor. Bu iki karşıt vizyonu açıklayabilir misiniz? Bu kıta 200 yıldan fazla bir süredir mücadele alanı. Monroe’nun o meşhur konuşmasından önce bile, ABD’nin tüm kıta üzerinde hakka sahip olduğu fikri mevcuttu. On üç koloni bağımsızlığını ilk kazananlar olmuş ve Avrupa’nın mutlakiyetçi monarşilerine kıyasla bir gelişme olarak kabul edilen bir cumhuriyet sistemi yaratmıştı. Bu nedenle, sistemlerini genişletmeye […]

Dr. House M.D. Part 1: Üç+Üç=?

Sinema 4 hafta önce

Diziye ilk başladığımda bana oldukça sıkıcı geldiğini itiraf etmeliyim. Netice itibariyle dizi sansasyonel bir yapım, buna itiraz edemem ama diziyi bu denli sansasyonel yapan şeyi yakalayamazsanız onu nasıl ilgi çekici bulabilirsiniz? Bu diziyle ilgili söylemek istediğim ilk şey, dizinin baş karakterinin bir kahraman olmadığıdır. Kahraman, değişim-dönüşümler geçiren kurgu kişisidir. Oysa House kesinlikle böyle bir kurgu kişisi değildir. Aksine, o değişime, dönüşüme zerrece inanmamaktadır, çünkü asla değişemediğini 8 sezon boyunca seyirciye göstermektedir. Demek ki inanmıyor ama değişimi arzuluyor. Bu da demek oluyor ki House da bir arayışın içinde. Üstelik o, ihtimal vermediği ve hatta imkansız olduğunu sürekli deneyimlediği halde bu değişimin arayışından vazgeçemiyor. Onu diğer kurgu kişilerinden ayıransa asla arayışını geçiştirmemesi. Bu konuyu biraz açalım. Öne çıkan diğer kurgu kişilerine bakalım. Lisa Cuddy, hastanenin dekanı. House bu kadına aşık. Dizinin ilerleyen sezonlarında beraber de oluyorlar. Peki bu beraberlik nasıl sonuçlanıyor? House, Cuddy’nin kendini terk etmesinin ardından derin bir boşluğa saplanıyor ve […]

Bir devrim provası: Avcıların Üç Günü

Kitap 4 hafta önce

 Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi. —Tol, Murat Uyarkulak “Bir cümleyle söyleyecek olursak bir ideamızın olmasına cesaret etmeliyiz. Hem de büyük bir ideamızın olmasına. Büyük bir ideaya sahip olmanın ne gülünç ne de suç olduğuna ikna olalım. “İdeasız yaşam” buyruğunu 1968’deki gibi reddedelim. İçimdeki filozof sizlere Platon’dan beri sürekli yenilemekte olan son derece basit bir şeyi söylüyor. Sizlere ait bir idea ile yaşamamız gerektiğini ve asıl politikanın buna inanmakla başlayacağını söylüyor.” —Komunist Hipotez, Alain Badiou Avcıların Üç Günü, Sevim Kahraman Yaşamadım, yaşadığım için söylemiyorum ama okudum. 1970’ler bambaşkaydı. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu düşünen milyonlarca insan vardı. Dünyanın dört bir tarafında birbirini hiç tanımayan insanlar hemen hemen aynı şeyi istiyorlardı: yeryüzünü sarsmak ve düzeni çatlatıp yeni bir düzen inşa etmek. Dünya bütünsel bir krizdeydi, kaldırım taşlarının altında kumsal vardı.* Üniversite gençliği polise, yani otoriteye ne kadar fazla taş atılırsa kumsala o kadar hızlı ulaşacağını düşünüyordu, kumsal hemen oradaydı ama ulaşılamadı… Evet […]

Suyu Arayan Adam ya da İsmet Özel’i Anlama Kılavuzu

Forum 4 hafta önce

Bu yazı ilk olarak Suyu Arayan Adam (Su kelimesi bu yazıda hakikat anlamında gelmektedir) [1]  başlığında istiraki.org sitesinde 2018 yılında yayınlanmıştır.2024 yılı içerisinde yeniden düzenleme ekleme yapılma önerilerinin yanı sıra ünlü bir yazarımız tarafından başlık ve içerik olarak başka bir medyada kopya çekmesi de yeniden düzenleme hasıl oldu. Bununla birlikte ülkede son yıllarda İsmet Özel üzerine yüksek lisans ve doktora tezlerinin yazılması anlaşılma ve anlama gayesi taşıyanlar için önemlidir. ‘’Ne kadar kendi oldu insan, o kadar başka’’ Bir Yusuf Masalı I.EVRE UMUTLU BAŞLANGIÇ, KOMÜNİST ŞAİR İSMET İsmet Özel için değişim Şevket Süreyya Aydemir’in değişiminden farklı ancak o yolun yolcusudur. Bir kimlik arayışının, sancının, bağırmanın yahut yüksek sesle konuşmanın değil fısıltının şairidir. Kendini anlatırken başkalarında çoğalan bir yalnızlığın şairidir. İmgelerinde anne ve baba figürü hep bir otorite çağrıcısıdır. Travmalarının kaynağı şiirlerinde ve yazılarında hep bu döneme işaret ettiği başat olarak çocukluk dönemi referans alınmıştır. Sosyalist olduğu zamanda ricat ettiği dönemde de […]

Fransa Afrika’yı talan etmekten asla vazgeçmedi, şimdi ise işler değişiyor*

Forum 1 ay önce

Fransa Afrika’yı talan etmekten asla vazgeçmedi, şimdi ise işler değişiyor Batı Afrika’daki gelişmeler, Fransızca konuşan ülkelerin Fransız sömürgeciliğine tahammülünün kalmadığını gösteriyor. Korku duvarı nihayet aşıldığı için Afrika’nın gerçek bağımsızlık yolunda verdiği mücadele meyvelerini vermeye başladı. Bir Batı Afrika ülkesi olan Nijer’de gerçekleşen ve bölgedeki Fransız-Amerikan askeri varlığını baltalama tehdidini taşıyan 26 Temmuz (2023) darbesi, eski Fransız İmparatorluğu’nun Afrika’daki doymak bilmez sömürgeciliğini tanımlamamak için kullanılan bir tabir olan Fransafrika’nın devam eden uygulamalarına ve tarihsel sömürüsüne ışık tutuyor. Enerji ihtiyacının %68’ini nükleer santrallerinden karşılayan Fransa, nükleer enerjiye büyük ölçüde bel bağlamış durumda. Bu santrallerin faaliyeti için gereken uranyumun %19’unu Nijer’den temin ediyor. Fransa’nın enerji ihtiyacına yapılan bu büyük katkıya rağmen Nijer’in vatandaşlarının yalnızca %14.3’ünün elektriğe erişimi var, o da dayanıksız bir şebeke üzerinden dağıtılabiliyor. Bu şiddetli zıtlık bizlere olan eşitsizliği ve Afrika kıtasındaki yağmacı yabancı güçlerin süregelen sömürüsünü işaret ediyor. Fransafrika’nın Mirası Fransafrika Afrika’nın doğal kaynaklarından kâr elde etmek için tasarladığı sömürücü […]

Enis Batur – Yalçın Küçük söyleşisi: “Ben iktidar istiyorum!” I. Bölüm

Forum 1 ay önce

Okuyacağınız röportaj 2002 Aralık ayı 31 sayılı Cogito Dergisi’nde, “Entelektüeller Gerekli mi?” başlıklı yazının ilk bölümüdür. İlgili metni internet ortamında yer alan ve henüz çok erken bir vakitte (2003) yılında Ekşi Sözlük’e yükleyerek inanması güç bir iş yapan “hemingway” isimli sözlük yazarının mesajından alıyoruz. Bu metni almanın başka yolları var mıydı? Elbette. İlgili sayı hem ‘pdf’ olarak, hem de matbu olarak elimizde. PDF formatından siteye yazı aktarırken oluşan hatalardan dolayı bu yolu tercih ettik ve bu derinlikli söyleşiyi ikiye böldük. Söyleşinin eşsizliği Türk edebiyatının en ‘velût’ kalemlerinden birisi olan, hisleri kuvvetli ve kavrayışı yüksek Enis Batur’un; Türk solunun en deli, sezgisel gücü yüksek, özgün ve şüphesiz en cesur kalemlerinden birisi olan Yalçın Küçük’ü sorguluyor oluşu. Söyleşi içinde Doğan Avcıoğlu, Yalçın Küçük’in bilime ve tarihe bakışı, Türk aydınıyla olan kavgalı ilişkisi ve aslında hayatının kendisi var… Okurken kafanızın açılacağına eminiz. İyi okumalar dileriz.   enis batur soruyor, yalçın küçük cevaplıyor! enis […]

Kemalizmi sistematize etmeye çalışan 5 kitap!

Kitap 2 ay önce

Türkiye’de Kemalizm meselesine dair araştırma yapmak isteyenlerin önündeki en büyük engellerden birisi ikincil kaynaklar. Genelde bir inceleme metninin ilerisine geçemeyenler için Türkiye’de Kemalizm düşüncesini ‘sistematize’ etmeye çalışan, 1930’larda yazılmış beş metni listeledik. Bu metinlere ulaşmanın en büyük zorluğu yeni baskılarının olmaması, bir kısmına ancak sahaflardan ulaşabilir…   Tekinalp, Kemalizm (1936) Şeref Aykut, Kamalizm- CHP Programının İzahı (1936) Saffet Engin, Kemalizm İnkılabının Prensipleri (1938) Recep Peker, İnkılap Dersleri (1934-1935) Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilali 1937-1940)

Bir ruhu geri çağırmak (İttihatçılık, Devrimcilik ve Kanzilik)                                                            

Forum 2 ay önce

Bu yazı ihtiyacı, temel literatürün derlenmesiyle birlikte sosyal medyada çıkan “İttihatçılık” kavramını devlet dairesi içinde görenlerin yanılsamaları üzerine gereği oluşturulmuştur.  Katkı için Batur Kılıç’a teşekkür ederim. Erol Şadi Erdinç, ‘‘İttihatçılık evvela ruhtur.’’ demişti. O ruh bugün çeşitli siyasal akımların içinden yeniden zuhur ediyor. Ak Parti Türkiye’si açısından bir başlangıç noktası koymak zor olsa da 2.Abdülhamid’in gerçek dışı anlatımı ve yoğun propagandası ile Erdoğan ve Abdülhamid benzeşimi kurulmasının gençler üzerinde bir tepkisellik olarak İttihatçı ivme oluşturduğunu söyleyebiliriz. Siyasal olarak Emperyalist Türkiye arayan veya kendi siyasal liginde bölgesel hakimiyet arayan Ak Parti’nin bir aparatı olarak Enver Paşa figürü etrafında bir hayal kurulmaktadır. Bir başka örnek ise Milliyetçi Hareket Partisi içinde siyaset yapan daha sonraları İyi Parti içinde bulunan seküler milliyetçi grup da ittihatçı figür ve söylemleri kullanmıştır. 2018-2023 seçimleri döneminde ise İyi Parti, İTC’nin tarihsel sloganlarını kullanmayı sürdürmüştür. ‘‘Talat Paşa’’ figürü ise (kendisinin sivil, düşük memuriyetten sadrazamlık sürecine kadar) sol, sosyalist siyaset […]