Halkın Çözülüşü-Neoliberalizmin Sinsi Devrimi-Wendy Brown

Bugün hayatın her veçhesine nüfuz etmiş olan neoliberal rasyonalite, her şeyi ve herkesi homo oeconomicus suretinde yeni baştan yaratıyor. Demokrasinin ilke ve kaideleri, bu akıl ve yönetişim düzeni tarafından, ekonomik terim ve ölçülerle çerçevelendiğinde neler oluyor peki? Bireysel ve kolektif özyönetime ve buna dayanak oluşturan kurumlara gösterilen bağlılık, sermaye değerini, rekabet konumunu ve kredi notunu artırmaya yöneltilen övgülerin altında ezilip yerinden edildiğinde? Halk yönetiminin beraberinde getirdiği ifade, müzakere, katılım, kamu yararı ve iktidar paylaşımı pratikleri ve ilkeleri, ekonomikleşmeye maruz kaldığında neler oluyor? Çözülüp dağıtılan demos, insan sermayesi parçalarına dönüşüyor; adalet ancak büyüme oranları, kredi notları, yatırım iklimlerinin dayatmalarıyla ilişkili olarak gündeme geliyor; özgürlük insan sermayesinin değerini artırma buyruğuna tabi kılınıyor; eşitlik piyasa rekabeti içinde dağılıp gidiyor; halk egemenliği bütün bunlarla giderek daha bağdaşmaz oluyor. Liberal demokrasinin kurum, pratik ve âdetleri bu dönüşümden sağ çıkamayabilir. Radikal demokrasi düşleri de keza. Halkın Çözülüşü’nde, neoliberalizmin demokrasinin temellerini nasıl sarstığını anlatıyor Wendy Brown. Neoliberal […]

Halkın Çözülüşü-Neoliberalizmin Sinsi Devrimi-Wendy Brown

Bugün hayatın her veçhesine nüfuz etmiş olan neoliberal rasyonalite, her şeyi ve herkesi homo oeconomicus suretinde yeni baştan yaratıyor. Demokrasinin ilke ve kaideleri, bu akıl ve yönetişim düzeni tarafından, ekonomik terim ve ölçülerle çerçevelendiğinde neler oluyor peki? Bireysel ve kolektif özyönetime ve buna dayanak oluşturan kurumlara gösterilen bağlılık, sermaye değerini, rekabet konumunu ve kredi notunu artırmaya yöneltilen övgülerin altında ezilip yerinden edildiğinde? Halk yönetiminin beraberinde getirdiği ifade, müzakere, katılım, kamu yararı ve iktidar paylaşımı pratikleri ve ilkeleri, ekonomikleşmeye maruz kaldığında neler oluyor?

Çözülüp dağıtılan demos, insan sermayesi parçalarına dönüşüyor; adalet ancak büyüme oranları, kredi notları, yatırım iklimlerinin dayatmalarıyla ilişkili olarak gündeme geliyor; özgürlük insan sermayesinin değerini artırma buyruğuna tabi kılınıyor; eşitlik piyasa rekabeti içinde dağılıp gidiyor; halk egemenliği bütün bunlarla giderek daha bağdaşmaz oluyor. Liberal demokrasinin kurum, pratik ve âdetleri bu dönüşümden sağ çıkamayabilir. Radikal demokrasi düşleri de keza.

Halkın Çözülüşü’nde, neoliberalizmin demokrasinin temellerini nasıl sarstığını anlatıyor Wendy Brown. Neoliberal aklın, sağlama alıp canlandırmayı vadettiği siyasal biçime ve siyasal tahayyüle neden ve nasıl zarar verdiğini özgün ve dikkat çekici bir argümanla açıklıyor. Neoliberalleştirilen hukuku, siyasal pratikleri, yönetimi ve eğitimi titiz bir analize tabi tutarak, yeni sağduyunun haritasını çıkarıyor: Eğer bir geleceği olacaksa, demokrasinin bugün yeniden düşünmeye ve yeniden mücadeleye konu olması gerekiyor.

Benzer Yazılar

Hararet politik bir dostluk grubudur

Yazılar 2 hafta önce

Hararet’i 1 Kasım 2019’da kurduk. Bugün demek oluyor ki üzerinden beş yıl geçmiş. Bizden daha genç siyasi partiler var. O tarihlerde ben bekârdım, şimdi evliyim üstelik bir ay sonra çocuğum olacak. Görünen o ki epeyce şey değişti hayatımızda. Hararet dört beş arkadaşın İstanbul Çemberlitaş’taki Türk Ocağı’nda çay içerken kendi aralarında yürüttükleri sohbetlerden doğdu. İsmini Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Kubbealtı Sözlük’ten bulduk. Derdimiz tartışmalarımızı biraz disipline sokmak, merak ettiklerimizi Türk düşünce hayatındaki isimlerle konuşmaktı. Bugün Youtube arşivimizde onlarca video var. Besim Delaloğlu, Kurtuluş Kayalı, Oğuz Adanır, Gün Zileli, Tanıl Bora, Banu Avar, İlker Aytürk gibi isimlerle yapılmış önemli söyleşiler orada duruyor… Hepsi bizim merak konularımızdı. Biz yola çıktığımızda buralar ‘dutluktu’ desek yeridir. Beş yılda ise kurulan sürüsüyle oluşum tarihin çöplüğüne gitti. Hararet ağır aksak da  olsa hâlâ burada. Burada olmaya devam edecek çünkü ne bizim merakımız durdu ne de hevesimiz geçti. Dönüşmesi zor fakat gerekli olan bir Türkiye önümüzde koca […]

Platonik Kemalizm*-Saltuk Buğra Yurteri

Yazılar 2 ay önce

Konuşmak veya yazmak insanın kafasındaki dağınık toz bulutu halindeki düşünceleri sistematikleştirmesini sağlayabiliyor. Uzun zamandır dert edindiğim ve üzerine düşündüğüm bir konuyu dünkü Anlık dergisi yayını sayesinde kavramlaştırabildim ve orada dile getirdiğim kavramı yazıya döküp kalıcılaştırmak istedim. Başlıktan da anlaşılabileceği üzere bu kavram: “Platonik Kemalizm”. Nedir bu Platonik Kemalizm? Bu kavramın oluşmasında kabaca iki temel var. Uzun zamandır çeşitli Kemalist kişi ve oluşumlarla iç içeyim. Bu kavramın veri boyutunu bu ortamlarda duyup gördüğüm şeyler oluşturuyor. Kuramın temelini ise Niyazi Berkes’ten alıyorum. Nihayetinde Türkiye’de Çağdaşlaşma kitabı gelenekselcilik, muhafazakarlık, “Nizam-ı Alem”, dünyanın dengesi vesaire gibi kavram ve dünya görüşleri ile yenilikçilik, ilerleme, bitmeksizin devam eden bir çağdaşlaşma süreci gibi kavram ve dünya görüşleri arasındaki çatışmayı ele alıyor. Nedir benim dert edindiğim şey? Başta buna “Kemalist Asr-ı Saadetçilik” diyorduk. Bir mükemmel dönem anlatısı, 1923-1938. Sonrasında Atatürk’ün (Mesih’in) ölümünün ardından sürekli bir ihanet ve karşı devrim süreci. Çözüm önerisi ise o dönemin ruhuna, kurumlarına, düzenine […]

Kemalist miyiz, sosyalist mi? ‘Bir şerden hayır arama yazısı’ ―Emirhan Akman yazdı.*

Forum 2 ay önce

Şerden hayır çıkaran bir kültürün çocuklarıyız, yani bir şeye kötü, işe yaramaz deyip geçmeyiz. Bir daha bakarız, bir kez daha yeni bir gözle bakarız kötüye ya da kötüye neden olan şeye. A. İlhan Diyalektik Gazel’inde “karşıtıyla yüklüdür her şey mutlak çözümlerden vazgeç tartışılmaz mükemmellikler ne gizli kusurlarla gelir…” diyor, çizgim budur. Dün Hararet’in genel yayın yönetmeni olarak uzun süredir beklettiğimiz bir işi tamamlamak istiyordum. Bir kitap listesi sözü vermiştik fakat uzun süreli bir uyuşukluk hali listeyi erteletmişti, dün o işi bitirmeliyim dedim ve daha önce grup içinde herkesten aldığımız kitap listesini birleştirerek bir liste çıkardım. Listedeki kitaplar hepimizin bir dönem faydalandığı kitaplar, kitaplara dair bir itiraz olmadı. Liste yayınlandıktan sonra asıl problem duyuruş metnimizdi. Şöyle bir giriş yapmıştım: “Kemalizm meselesini önemsiyoruz, Kemalist değiliz ancak Türk modernleşmesinin en radikal dönemini anlamadan Türk Solunu anlamaya girişmenin beyhude olduğunu düşünüyoruz.” Şimdi tekrar bakınca herkes adına çok keskin bir tespitle başlamışım, “Kemalizm meselesini önemsiyoruz, Kemalist değiliz…”. […]

0 Yorum

Rastgele